Yazılar

Kuvözdeki Bebeğe Dokunmak

Yenidoğan yoğun bakım birimi, prematüre bebeği olan anne ve babalar için son derece ürkütücü ve stres dolu bir ortamdır.

En değerli varlığınız, bebeğinizi hayata tutundurmaya çalışan oksijen tüpleri, minik kablolar ve sürekli alarm sesi veren gösterge ekranları.

Yenidoğan bebeğiniz için duymayı istediğiniz ‘’iyi haberler ‘’ karşısında doktorun veya hemşirenin belirsizlik dolu sözleri elbette nefesinizi kesmektedir.

Bu ağır çaresizlik karşısında anne – baba olarak olumlu ve güçlü durmak elbette zor. Kuvözdeki  bebeğimiz ile ilgili ne sormamız gerektiğini dahi kestirememek, bebeğinize destek olmak için ne yapabileceğinizi bilememek bu yolculuğu daha da zorlaştırmaktadır.

Yapılan tüm araştırmalar prematüre bebeklerin gelişimini ve iyileşmelerini desteklemek için ebeveynlerin yenidoğan yoğun bakım sürecine dahil edilmesi gerektiğini göstermektedir.

Ailelere verdiğim eğitimler sırasında ne yazık ki tüm hastanelerin koşullarının her zaman ideal olmadığını ve hatta sınırlı olduğunu görüyorum .

Ancak her zaman için yapabileceklerimize odaklanırsak ,elimizden gelenin en iyisini yapmış oluruz. Öncellikle yoğun bakım koşullarına ait hijyen kurallarına uyarak, hemşirenin onayında bebeğinize dokunarak şifa verebilirsiniz.

Kuvöze yaklaşırken korku ve üzüntü duygularından uzaklaşmak , yavaş ve derin nefes alıp vererek evladınıza duyduğunuz büyük sevgiye odaklanmanız gereklidir. Bu esnada kişisel olarak dua okuyarak huzur bulduğumu belirtebilirim.

Duygu durumunuzu zor da olsa bebeğinize güzel hisler ve güç verecek şekilde dengeledikten sonra iki elinizi ovuşturarak avuç içlerini ısıtmalısınız.Bebeğe dokunmadan önce veya eş zamanlı olarak konuşmak bebeği hazırlamak uygun olacaktır.

Bebek uygunsa kuvöz içine, değilse kuvöz üzerine ellerinizin içi hafif kubbe olacak şekilde yerleştirilir. Uygun durumlarda bebeğin iki ayak tabanını aynı anda kavrayacak şekilde bir elin avuç içi yerleştirilir. Diğer el ise avuç içi başına veya göğüs üzerine hafif kubbe şeklinde, belli belirsiz sabit dokunuşla yerleştirilir.

Bebeklerin ayak taban reseptörleri son derece duyarlıdır, hamilelik boyunca ayaklarını karın duvarına doğru ittirerek güvende hisseder. Bu nedenle kuvöz ortamında anne veya baba tarafından sağlanacak olan cenin pozisyonundaki sabit tutuş destekleyici özelliktedir.

Tutuş sırasında ebeveynlere derin ve sakin nefes alışverişi, bebeğine avuç içlerinden şifa ve güç akıttığını imgelemesi önerilmektedir.

Dokunuşlar sırasında bebekte stres belirtisi yok ise , güzel ve olumlu duygular içeren ( seni seviyoruz, sabırla iyileşmeni bekliyoruz gibi ) ifadeler içeren konuşmalar yapılması önemlidir.

Stres belirtisi ( solunum, nabız, kalıp atış hızında artış, gözleri ve başı başka yöne çevirme, ‘’O’’ şeklinde dudak ifadesi, hıçkırık vb) var ise uyaranlardan birisine ara verilmelidir.

Yani konuşma ve dokunma aynı anda değil, dönüşümlü gerçekleştirilmelidir. Konuşmaların içeriğinin ve duygu durumunun daima olumlu olmasına özen gösterilmelidir. Zira bebeklerin algıları çok güçlüdür ve kuvözde dahi olsalar anne – babasının varlığını hissederler.

İnci Candemir

Prematüre bebek annesi olmak ve anne sütü

Prematüre bebek annesi olmak ve anne sütü… Şüphesiz anne sütünün eşsiz ve benzersiz faydalarına, özellikle prematüre bir bebeğin annesi iseniz hakimsinizdir.

Erken doğum yapan annelerin, başta sağlık görevlileri olmak üzere çevrelerinden en sık duydukları bu iki sihirli sözcüktür “Anne sütü, anne sütü”.

Ancak anne sütünün temini için gerekli şartlar oluşmamışsa. Yani beslenmesi için dudaklar ile teninize dokunan, kokusundan ve varlığından tıbbi bakım koşulları nedeniyle uzak kaldığınız prematüre doğan bir bebeğiniz varsa süt üretebilmek güçtür. Kuvözde çeşitli sağlık riskleri taşıyan bebeği ile bağ kurmakta güçlük çekmenin yanı sıra, yaşanan korku, belirsizlik ve hatta suçluluk duyguları erken doğum yapan anneler için ağır bir travmadır.

Bu noktada “anne” olabilmenin ve bebeğine fayda sağlayabilmenin tek yolu “süt temini” imiş gibi bir açmaz daha çıkar prematüre bebeği olan annelerin karşısına. Üçüncü ama elbette sonu gelmeyen prematürelik gerçekliği, anne sütünün var ile yok arasında bocalarken artan kaygı ve gerilime bağlı ( örn. bebeğin geçirdiği bir ameliyat vb.) olarak tamamen tükenmesi.

Bu konuda eğitimlerim boyunca annelerden doğal olarak duyduğum en sık yanıt  “Sütüm vardı ama kesildi” şeklindedir.

24 haftalık doğan bir bebeğin annesi olarak ve tam 18 ay boyunca süt sağmış olmam gerçeğini başka annelere güç vermesi için aktarıyorum. Ve her zaman şunu ilave ediyorum, anne sütü için gerekli 2 madde vardır.

Birincisi sütünün olacağına dair Inanç ve diğeri de oluşması için Emek. Ama ne emek !!!

Prematüre bebek annelerinin sütü neden şifalıdır biliyormusunuz ? Bebeğiniz yaşam mücadelesi verirken, sizin onun için içine göz yaşlarınızı akıttığınız bir damla süt için harcadığınız emek ve inanç eşsiz bir iksir meydana getirir.

Hiç mi hiç kolay değil bunun üstesinden gelmek ve herşeye rağmen süt temin edebilmek.

Birde anne sütünü engelleyen bir başka kısır döngü daha vardır.

1.”Sütün kesilirse” endişesi

2.Uykusuzluk ve yorgunluk

3.Stres ve üzüntü

Böyle bakıldığında prematüre bir bebeğin annesinden süt temin etmesini beklemek haksızlık ve diğer yandan bir mucizeye imza atmasını beklemektir.

İnanın bana bu mucizeyi gerçekleştirebilecek öyle çok anne tanıyorum ki !

Not : Teknik olarak prematüre doğum yapan anne ilk günden itibaren aksatmadan her 3 saate 1 kez. Hiç ama hiç aksatmadan düzenli olarak çift göğüsten pomplalayarak süt temin etmeye çalışmalıdır. Süreç sonunda mutklaka süt elde edilecektir.Anahtar nokta ; düzenlilik ve devamlılık sağlamaktır.İlk süt olan Kolostrum , prematüre bebek için çok hayati bileşenler içermektedir.

Prematüre bebek annesi olmak ve anne sütü

Prematüre bebeklerde oral motor (beslenme) gelişim sorunları

PBED eğitim programı ile desteklemekte olduğun ailelerden gelen en sık soru ve sorunların başında beslenme konusu gelmektedir. Prematüre bebeklerde beslenme sorunları 2 ayrı dönemde ele alınmalıdır.

1.Yeni doğan bebeklerde ilk 6 ay boyunca karşılaşılan emme güçlükleri

2.Ek gıdaya geçiş ile birlikte yeme – yutma – çiğneme bozuklukları

 

Aşağıda yer alan bilgiler yeme – yutma – çiğnemeye yönelik oral motor gelişim sorunlarına yöneliktir. Oral kas gelişim geçikmesine bağlı olarak emme güçlüğü çeken birçok prematüre doğan bebekde ilerleyen dönemlerde yeme – yutma – çiğneme bozuklukları görülebilmektedir.

Her zaman eğitimlerimde belirttiğim gibi aileye düşen en önemli görev yolunda gitmeyen durumun erken tespit edilip fark edilmesi. Bebeğin takibini yapan hekim ile duruma dair tespitler aktarıldıktan sonra Türkiye ‘de sayıları giderek artan Oral Terapistlerden birine başvurmak gerekmektedir.

Kuşkusuz bebeklerin oral motor gelişim sorunları ile ilgili en doğru teşhis konunun uzmanına aittir. Prematüre bebek sahibi ebeveynlerde genel bir farkındalık yaratmak üzere aşağıda yer alan bilgiler derlenmiştir.

 

Dikkat edilmesi gereken ipucları:

1.Annenin beslenmes esnasındaki bebeğini tutuş pozisyonu – bebeğin postürü.

2.Beslenme esnasında sağlanan psikolojik ortam ve tutum.

3.Bebeğin beslenmeye hazır oluşu.

4.Egzerizler için bebeğin hazır oluşu – asla zorlama yapılmamlıdı

5.Her bebek bireysel farklara sahiptir.Bir bebek için uygun olan ekzersiz diğer için uygun  olmayabilir.Bu nedenle bebeğe neyin iyi geldiğini iyi gözlemlemek gereklidir.

 

Oral motor farkındalık ve duyarlılık oluşturma

Beden üzerinde çok dokunuş duyarlılığı olan sinir hücreleri, ayak tabanı , el ayası,parmak ucu,dil , dudaklar ve yüzde bulunur (Field,2001).

Bu bölgelere uygulanan bilinçli dokunuşlar vücudu genel olarak rahatlatmakla beraber, sinir hücrelerine uyarıcı mesajlar iletmektedir.

Bu nedenle vücudun bu bölgeleri oral – motor destekleme programı için önemlidir.

Oral – motor programın en önemli kısmı, bebeğin veya çocuğun uygulanacak olan alıştırmaya – egzersize iştirak etmesi yani katılımı. Aksi taktirde, zorlama ‘’kaçış veya savaş tepkisine ’’ neden olacaktır.Böylece aktarılmayak istenen dokunsal mesaj, otomatik hareket kalıpları ve duyusal tepkimeye ters düşecektir.

Oral motor alıştırmasına başlamadan önce söz konusu 6 bölgeye yumuşak masaj hareketleri yapılması önerilmektedir.(Çocuk kendiside yapabilir) Çünkü vücudun uç kısımlarıdan başlayarak merkeze (yani ağız bölgesine) ilerlemek çok önemlidir.

1.Yağ veya losyon kullanılarak yüz , ağız ve dudakları kapsıyacak şekilde cene bölgesi yuvarlak hareketler ile ısındırılır.Bebeğin hareketler sırasında ağzını ne kadar açtığını gözlemlemek önemli.Bu sırada ‘’ağızını küçült – ağzını kapat- dudaklarını birleştir’’ gibi talimatlar ile aktivite desteklenir.

2. Her zaman dokunsal aktivitelere, sözel destekler eşlik etmeli. “Şimdi sol ayak tabanına dokunuyorum gibi.”

3. Yüz kasları ısındırılıp dokunsal uyaranlara hazır olduğunda parmak ucları ile dudaklara hafif masaj hareketleri ile başlanır. Ne yaptığımızı anlatan sözel destekler devam eder.

 ALIŞTIRMALAR: 

1.Pipet ile çiğneme alıştırması :

Cene, dudak ve dil kaslarını çalıştırılır. Bebeğin karşısına geçip sizi taklit etmesini teşvik edin.Dişleri olan tüm bölgelerde kısa süreli ısırma – çiğneme alıştırması yapılır. Sağ – sol – ön olmak üzere her 3 bölgede 10 ile  30 ‘er tekrar hedeflenmektedir.Alkış ve sayı sayarak  bebek teşvik edilir.

Çiğneme esnasında ağız ne kadar az acılırsa ( küçük açıklık) o kadar iyi. Çiğneme esnasında ağızın kapalı tutulması teşvik edilmelidir. Ebeveyn parmaklar ile ağızın kapalı tutulmasına destek sağlayabilir. ‘’Ağızını kapalı tut ‘’ diyerek teşvik edilir.

Çiğneme esnasında istenen cene hareketi aşağıya – yukarı olmalı. Sağ – sola veya öne doğru değil. Yukarıda sözü edilen hareketler doğru yapılmıyorsa, egzersizi bir başka defa denemek üzere kesmek gerek.

 

2.Nuk fırca ile Dil bastırma alıştırması:

Nuk masaj fırçası özellikle oral motor farkındalık egzersizleri yapmak üzere geliştirilmiştir. Bu alıştırma sıra olarak pipet çiğneme egzersizinin ardından yapılacağı için çok önemli olan nokta bebeğin Nuk fırçasını çiğnememesidir. Nuk fırçası ile bebeğin dili ağızın içinde aşağıya doğru hafif basıtırılır ( sabit şekilde tutularak ).

Uygulama sırasında dilin ağızın içinde kalması önemli.

Amaç dilin cene ile bağımısız hareketini teşvik etmek ve böylece farkındalık yaratmak. Eğer dil ve cene kasları birbirinden bağımsız hareket edemiyorsa bebeğin ağız kocam açılır ve dili ağızın içinde kalmaz. İstenmeyen bu durum için bebek 10 ile 30 aralığında sayı sayılarak teşvik edilmelidir. Alıştırma sırasında ebeveyn cene altından tutarak, dilin ağız içinde kalması destekleyebilir .

Yine tüm hareket boyunca ağızın minimum açılması hedeflenir. Bu alıştırma ile dil kasının ağız içindeki farkındalık ve böylece normal oral motor duyarlılık gelişimi hedeflenmektedir.

3.Nuk fırca ile  Dil fırçalama alıştırması:

A. Fırca dilin üst orta yerine yerleştirilir , ileriye ve geriye ( öne arkaya) dilin üzerinde hafif fırçalama /  masaj hareketi yapılır.10 – 15 tekrar.

B. Fırca dilin alt orta yerine yerleştirilir , ileriye ve geriye ( öne arkaya) dilin altında hafif fırçalama /  masaj hareketi yapılır.10 – 15 tekrar.

 

4.Nuk fırca ile  Dil kıvırma  alıştırması:

A.Bu alıştırmada bebeğin dilinin ön uc kısımı kıvrılır ve fırça ile sabit tutulur. Dil yine ağız içinde kalmalıdır. 10 ile 30 arasında sayı sayarak sabit şekilde beklenir. x 5- 10 kez tekrarlanır

B.Sırası ile bebeğin dili sağ – sol  tarafından orta iç hatta doğru kıvrılır. Dil yine ağız içinde kalmalıdır.10 ile 30 arasında sayı sayarak sabit şekilde beklenir. x 5 – 10 kez tekrarlanır.

Tüm alıştırmalarda amaç dil ve cene kaslarını birbirinden bağımsız şekilde hareket etmeye teşvik etmeyi amaçlamaktadır. 4 -5 yaş çocuklar için NUk fırça yerine pilli dış fırçası kullanılabilir.

5.Parmaklar ile Diş etkerine masaj alıştırması:

Anne veya babanın hiçbir araç kullanmadan bebeğinin diş etlerine parmak ucları yardımı ile uygulayacağı hafif masaj hareketleri farklı uyaran çeşitliliği yaratacaktır. (Ellerin temiz olması koşullunda)

Tüm ekzersizler için altın kural :

Her bebek bireysel farklara sahiptir.Bir bebek için uygun olan ekzersiz diğer için uygun olmayabilir. Bu nedenle bebeğe neyin iyi geldiğini iyi gözlemlemek gereklidir.

 

Prematüre bebeklerde oral motor (beslenme) gelişim sorunları

Prematüre bebeklerin beyin gelişimi nasıl olur?

Prematüre bebeklerin beyin gelişimi nasıl olur?

Prematüre bebekler yaşamla tanıştıkları andan itibaren, gelişimsel olarak hazır olmadıkları çevreden kaynaklanan girdiler ile başetmek zorundadırlar.

Erken doğan bebeğin diğer organlar gibi beyin gelişimi, yani nöronların doğru bağlantıları tamamlamaları ve gelişimleri kuvöz koşullarında tamamlanmıştır.

Bu konuda uzun süre yeni doğan yoğun bakım bölümünde kalan bebeklerin beyinlerinde  neler olup bittiği  , ne gibi izler geride kaldığı , nasıl etkilendikleri halen araştırılmaktadır.

Ancak bebeğin merkezi sinir sisteminin bu koşullarda olumlu etkilendiğini söylemek mümkün değil.

Hamileliğin 3.cü trimester bebeğin beyinin ani ve hızlı olgunlaştırmayı gerçekleştirdiği önemli bir dönemidir. Bu nedenle 32 haftadan önce doğan bebeklerde nörolojik özellikler doğumdan sonra oluşur.

Yeni doğan yoğun bakım bölümünde bebeğin duygusal ihtiyaçları sınırlı şekilde karşılanmıştır , bu nedenle hastaneden taburcu olan bebekler sosyo-duygusal sorunları bir süre daha taşırlar.

Bu anlamda ev ortamında bebek hem fiziki hemde duygusal olarak yeni bir uyum geliştirmesi gerekmektedir.

Prematüre bebekler korumacı ve özel ilgi ile büyüler , beyin gelişimleri için doğrusu ve gereken de budur.

Ebeveynler düşen görev, bebeklerinin davranışlarını doğru okumaları ve bebeklerini kolayca yorabilecek fazla uyaranlara karşı farkındalık içinde olmalarıdır.

Bebek beyini yeni nöron bağlantıları ile sürekli gelişim gösteren bir organdır.

Beyin gelişirken 2 temel koşulla bağlıdır.

– Genetik yapı ve özellikleri (yaradılış)

– Etkileşim sonunda yaşanan deneyim (beslenmek)

Her bebek gelişmeyi (filizlenmeyi) bekleyen trilyonlarca nöron ( sinir hücresi) ile dünyaya gelir.

Eğer yeterli uyarılma sağlanmaz ise nöron (sinir hücreleri) bağlantıları sağlanmadan kurur.

Doğum esnasında hücreler arasındaki bağlantı hızlı değildir. Beyin pozitif uyaranlara maruz kaldığı ölçüde bağlantılar hızlanmaya başlar.

Beyin doğru uyaranlar ile beslendiği sürece trilyonlarca nöron bağlantısının oluşma potansiyeline sahitiptir.

– Doğum esnasında sinir hücrelerinin bağlantısı %25 oranında gerçekleşmiştir.

– Bebek 1 yaşına geldiğinde ise nöron bağlantıları %75 oranında tamamlanmıştır.

– Çocuk 3 yaşına geldiğinde ise bağlantıların %90 sı tamamlanmıştır.

Beyin gelişirken güvenli ve pozitif bir ortamda beslenirse uygun bağlantıları

(öğrenme kalıpları) oluşmaktadır. Fazla uyaran (ortamdaki stres) olumsuz etkide bulunabileceği gibi atipik sinir hücresi kalıpların gelişmesine neden olabilir.

İlk 1 yıl boyunca fiziksel ve zihinsel gelişim için “güvenli bağlanma” sağlayacak ten ve göz teması, dokunma, konuşma alanlardaki beslenme çok önemi rol oynar.

Yeni doğanlarda etkileşime en güzel örneklerden birisi ekte yer alan deney çalışması videosunda yer almaktadır.

Kuvözdeki bebeğimi ne zaman kucağıma alabilirim ?

Kuvözdeki bebeğimi ne zaman kucağıma alabilirim ?

Kuvözde kalan bebeğinizi ilk kez kucağınıza almak en önemli ve mutlu dönüm noktalarından birisidir.

Prematüre bebekler düşük doğum ağırlığına sahip oldukları ve tıbbi olarak desteklenmeleri gerektiğinden, anne ve babası dokunmak için günler veya haftalarca beklemek zorunda kalabilir.Bir yeni doğan yoğun bakım hemşiresinin görevindeki en kıymetli an, prematüre bebeğin ailesinin kucağına yerleştirilmesine yardım etmektir.

Kuvözdeki bebeğin kuçağa alınmaya hazır olup olmadığına karar vermeden önce değerlendirme yapılması gerekir.Ebeveyn – bebek temaslarının, özellikle kanguru bakımın karşılıklı olarak bebek ve ebeveyne fayda sağladığı bilinmektedir.Ancak bu temas bebek hazır olmadan sağlanır veya fazla uyaranlara dikkat edilmezse bazı riskler ortaya çıkabilir.

Genel olarak aşağıda yer alan işaretler mevcut ise, bebeğin temasa hazır olduğunu anlamak mümkündür.

 

Bebeğin stabil olması:

Prematüre bebekler hayatlarının ilk günlerinde nabız ve kalp atışlarını düzenlenmeye çalışarak geçirirler.Doktor ve hemşireler bebeğin solumunu düzenlemek için oksijen desteği sağlarken, nabız dalgalanmaları bazen Intraventricular hemorrhage (beyin karıncıklarında kanama) meydana getirebilir.Prematüre bebeklerin dolaşım sistemleri en küçük yer değişikliği ile etkileyebileceği için ilk günler çok büyük hassasiyet gerektirir.

 

Monitör kabloları ve tüpler:

Yeni doğan yoğun bakımdaki bebekler birçok tıbbi teşhizata ve kabloya bağlıdır. Birçok bağlantı takip amaçlı elektrot kablolarından oluşsada, bazıları damaryoluna veya çiğerlere inenen tüplerdir.Dolaysıyla bebeğinizi kucağınıza almadan önce doktorun veya hemşirenin söz konusu bağlantıların konumlarının güvenli olduğunu onaylamaları gerekmektedir.

 

Ebeveyn tarafından bakımın üstlenmesi:

Kucağa alınmaya uygun olan bebeklerin, kuvöz içindeki bakımları (bez değişitirme, banyo – silme, pozisyonlama gibi ) ebeveynleri tarafından sağlanabilir.Bebeğe dokunma işlemi tolere edilmesi gereken bir uyaran olduğu için ilave oksijen desteği ihtiyaç gösterebilir, buna ebeveynin hazırlıklı olması gerekir.

 

Operasyon sonrası toplarlanma:

Eğer bebek bir operasyon geçirmişse, dokunmak veya kucağa almak için operasyona bağlı müdahalelerin( tüp veya katerter bağlantısı) uygunluk göstermesi beklenmelidir.

 

Ciltteki nem seviyesi:

İleri prematüre bebeklerin ciltleri henüz olgunlaşmadığı için kolaylıkla nem kaybına bağlı olarak dehidrasyon meydana gelebilir.Kuvözdeki ortam nem bariyerini korduğu için bazı bebekleri 27 haftadan önce kucağa almak uygun olmayabilir.

 

Doktor ve hemşirenin onayı:

Yeni doğan doktor ve hemşireleri prematüre veya hasta bebekler konusunda uzman kişilerdir.Meslekleki donanıma sahip bu kişilerin görevi size bebeğinizi sağlıklı olarak teslim edebilmek olduğundan dolayı, görüşlerini dikkate almak gerekir.Eğer bebeğinizi kucaklamaya onay vermiyorsalar, mutlaka doğru bildikleri birşey vardır.

Kuvözdeki yeni doğan bebeğiniz ile bağ kurmak için neler yapabilirsiniz ?

Kuvözdeki yeni doğan bebeğiniz ile bağ kurmak için neler yapabilirsiniz ?

Anne ve baba olma yolculuğunda bebek ile bağ kurmak önemlidir.Prematüre bebek ebeveynleri için bu bağın kurulması, bebeklerinin yoğun bakımda bulunması nedeniyle kesintiye uğramaktadır.

Prematüre bebek ebeveynleri, bebekleri doğar doğmaz onu tutma veya kucaklama imkanına sahip olamasalarda yapabilecekleri birçok şey var.

1.Sık ziyaret:

Hastane imkanları ve hijyen kuralları dahilinde, yoğun bakımdaki bebek sık sık ziyaret edilmelidir. Kuvözde bulunan bebeğin yanında mümkün olduğu kadar çok vakit geçirilmelidir.Böylece bebeğiniz hakkında önemli gözlemlerde bulunabilir ve bilgiler edinebilirsiniz.Bebeğinizin nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadığını tespit ederken, bebeğinizin uzmanı olursunuz.

 

2.Bebeğeninize dokunun:

Kuvözdeki prematüre bebekler olgunlaşmamış sinir sistemine sahip oldukları için okşanmayı tolere edemezler.Doğru uyaranlar ve sabit dokunuşlar ile sınırlandırılmış (cenin pozisyonu) hissi veren temaslar bebeğe şifa verir.

 

3.Kangaroo bakım (ten teması) :

Bebeğinizin sağlık durumu stabil hale geldiğinde, yetkililerden kangaroo bakım yani ten teması talebinde bulunun.Doğru teknikler ile uygunanan ten teması bebeğin gelişimine katkı sağlarken, ebeveynlerin bebekleri ile yakınlaşmasına imkan sağlar.Bu teknik sayesinde düşük doğum ağırlığına sahip bebeklerin kilo aldığı ve birçok faydalar elde ettiği araştırmalarla kanıtlanmıştır.

 

4.Bebeğinizin bakımına dahil olun:

Araştırmalar yeni doğan yoğun bakım bölümünde dahil edilen ve kısmen bebeğinin bakımını üstlenen ebeveynlerin, bebeklerinin gelişimine önemli faydalar sağladığını kanıtlamıştır.Hemşirenin onay ve desteği ile alt değiştirme, beslenme, banyo – silme gibi bakım işlemlerine katılmanız çok önemlidir.

 

5.Anne Sütü temin edin:

Bebeğinizin beslenmesi için sevgi kadar gerekli olan şey anne sütü teminidir.Beslenme tüpü ile beslenen bebekler, ilerleyen haftalarda çene kaslarının güçlenmesi ile birlikte annesini emmesi gözetimli olarak denenecektir.Bu süreçte en önemli şey sabırla, düzenli olarak süt sağmaktır.